Enflasyonlar ve faiz beklentileri
İsviçre’de enflasyon Mayıs ayında negatife döndü; tüketici fiyatlarında dört yıldan uzun bir sürenin ardından ilk kez düşüş yaşandı ve bu durum İsviçre Merkez Bankası’nın bu ayın sonlarında faiz oranını büyük oranda düşürmesi yönündeki baskıyı artırdı. Dün açıklanan verilere göre İsviçre’de tüketici fiyatları Mayıs ayında bir önceki yıla göre %0,1 düştü. Bu, İsviçre ekonomisinin COVID-19 krizinden etkilendiği Mart 2021’den bu yana en düşük seviye oldu. Piyasalar, SNB’nin 19 Haziran’daki toplantısında faiz indirimine gitmesinin kesin olduğunu düşünüyor. Bu da merkez bankasının faiz oranlarını şu anki %0,25 seviyesinden %0’a düşürme olasılığının %69 olduğunu gösteriyor.
Euro Bölgesi enflasyonu ECB toplantısı öncesinde çekirdek enflasyon %2,3’e ve manşette %1,9’a düştü. Euro bölgesi enflasyon oranı Mayıs ayında, hizmet enflasyonunun %4’ten %3,2’ye düşmesiyle belirgin bir şekilde düştü. Bu, enflasyonu geçen yılın Eylül ayından bu yana ilk kez ECB’nin %2’lik hedefinin altına geri getirdi. ECB için bu, mevduat faizini bu perşembe günü rahatlıkla %2’ye düşürebileceğini ve ekonominin destekleyici hale gelmesi için faiz oranlarını nötr seviyenin altına çekmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Yurtiçinde ise Mayıs ayında TÜFE büyük ölçüde hem gıda hem de gıda dışı kategorilerdeki ılımlı fiyat artışları kaynaklı olarak piyasa beklentilerinin oldukça altında aylık %1,53 ve yıllık %35,41 arttı. Enflasyon Mayıs 2024’te %3,4 artarken, 2003 bazlı endekste Mayıs ayına ilişkin beş yıllık ortalama sadece %1,7 idi. Bu, yıllık enflasyondaki devam eden düşüşü güçlendiren güçlü bir baz etkisine işaret ediyor. Çekirdek enflasyon tarafına baktığımızda ise TÜFE-C aylık bazda %2,4 artarak yıllık oranı %35,4’e düşürdü. TCMB tarafından yakından takip edilen mevsimsel olarak düzeltilmiş ön veriler, temel eğilimlerde bir iyileşme olduğunu gösteriyor. Mart ve Nisan aylarında görülen artış tersine döndü ve özellikle mallarda yaygın bir ilerleme olduğunu gösteriyor. Hizmet enflasyonu, döviz dalgalanmalarından çok iç talep ve ücret artışlarından etkilenerek düşüşünü sürdürdü. Enflasyonun beklenenden iyi gelmesi ile birlikte piyasalarda Haziran ayına yönelik faiz indirim beklentisi artmış görünüyor.
TCMB uyguladığı makroekonomik tedbirler ile hem kredi fiyatını hem de hacmini kontrol etmek için aynı anda politika faizi ve kredi tavanlarını kullanmakta. Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay, son enflasyon raporunda bizlere bankanın iki seçeneği olduğunu bunlarında; koşullar izin verirse faiz oranlarını düşürmek, makroekonomik tedbirleri sürdürmek veya politika faizini yüksek tutmak, hacim kısıtlamalarını kademeli olarak kaldırmak olduğunu ifade etmişti. Şimdi hangisini uygulayacağı belirsiz ama sürekli dikkat çektiğimiz gibi TCMB şu anda, gecelik faiz oranını %49’a yakın tutarak, çoğunlukla üst banttaki borç verenlere fon sağlıyor. Diğer yandan Faiz indirimi için rezervler ana kıstas değil denmesine rağmen istikrara kavuşan piyasa koşulları ve rezerv birikiminin yeniden başlamasıyla ki Mayıs başında 138,5 milyar dolardan 23 mayıs itibariyle 153,1 milyar dolar çıktı, sonuç olarak TCMB’nin 19 Haziran’daki toplantısında politika faizinde bir değişiklikten ziyade fonlamasını bir haftalık repo ihalelerine çekmesini beklemekteyiz. Diğer taraftan manşet enflasyonla politika faizi arasındaki makasının açılmasını Sanayii odalarının yoğun baskısı ile değerlendirdiğimizde faiz indirim kapısını da açık tutmaktayız.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) Salı günü beklenenden daha keskin bir ekonomik yavaşlama uyarısında bulunmasının ardından küresel ekonomik endişeler derinleşti. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, ABD’nin Pekin Büyükelçisine yaptığı açıklamada, ABD’nin ikili ilişkilerin “doğru yola” dönmesi için gerekli koşulları yaratması gerektiğini söylerken( Trump Cuma günü Çin’i tarifeleri ve ticaret kısıtlamalarını geri çekmeyi amaçlayan Cenevre anlaşmasını ihlal etmekle suçlarken, Pekin, çıkarlarını koruyacağını ve suçlamanın asılsız olduğunu söylemişti) , Beyaz Saray ise, ABD Başkanı Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in bu hafta sonuna doğru ticaret anlaşmazlıklarını ele almak üzere görüşmeye başlayabileceklerinin sinyalini verince sonuç olarak; Altın fiyatları, ABD-Çin ticaret ilişkilerindeki belirsizlik ve küresel ekonomik endişelerin güvenli liman talebini artırmasıyla yükseldi. Spot altın, ons başına %0,3 artışla 3.361 dolara ve ABD altın vadeli işlemleri %0,2 artışla 3.384 dolara yükseldi.