Günlük Bülten – 18 Haziran 2025

WhatsApp Image 2022 02 03 at 11.22.08

Çok şey oluyor ve üzerinde düşünülecek çok şey var

G7 Grubu’ndan altı lider, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını ve İsrail-İran savaşını görüştü; ancak bunlar ve diğer birçok acil konuda önemli anlaşmalara Trump’ın erken ayrılmasının ötürü  varılamadı. Zirvenin küresel meselelerde dayanışmayı gösterme amacına rağmen,  Washington’un Rusya ile müzakereleri ilerletme çabaları kapsamında Ukrayna konusunda ortak bir açıklamaya karşı çıkmasından dolayı ortak bir açıklama da yapılmadı. Trump, ayrılmadan önce İngiltere ile bir ticaret anlaşması imzalayarak otomobil, tarım ve havacılık ürünleri de dahil olmak üzere İngiltere’nin ABD’ye ihraç ettiği önemli ürünlere uygulanan gümrük vergilerini düşürdü.

İsrail-İran gerginliği tırmanırken, İsrail Savunma Bakanı Katz ve ABD Başkanı Trump, Tahran sakinlerinin derhal tahliye edilmesi çağrısında bulunarak, bunun ciddi sonuçlara yol açacağı uyarısında bulundu ve piyasalar ABD’nin savaşa dahil olma ihtimalini artırdı. ABD Başkanı Trump ardından da “Tahran’ın koşulsuz teslim olması “ çağrısında bulundu. ABD başkanının  G7 toplantısından erken ayrılmasının ardından sosyal medya hesaplarından İrana yönelik artan bu söylemleri ABD’nin savaşa dahil olmaya hazırlandığı hatta nükleer tesislere saldırı olabileceği şeklinde yorumlandı. Trump’ın yakın ABD müttefiki İsrail ile uzun zamandır düşmanı olan İran arasındaki çatışma hakkında bazen çelişkili ve gizemli mesajları, dış politikaya karşı genellikle dengesiz bir yaklaşımları krizin etrafındaki belirsizliği derinleştirdi. Ancak Trump’ın erken ayrıldığı Kanada’daki G7 Zirvesi’nde konuşan İngiltere Lideri Keir Starmer, ABD’nin çatışmaya gireceğine dair bir işaret olmadığını söyledi

İsrail ve İran arasındaki gerginlikler, küresel petrol ve LNG için hayati bir rota olan Hürmüz Boğazı’nda kesinti korkusunu artırdı. En dar noktasında genişliği sadece 29 deniz mili olan bu dar su yolu, dünya deniz petrolünün yaklaşık üçte birini ve küresel LNG’nin beşte birini geçiriyor. İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ardından İranlı yetkililer, Boğaz’ı kapatma ihtimalini gündeme getirdi ve bu durum ham petrol fiyatlarında sert bir artışa yol açtı. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, 2023 yılında Hürmüz Boğazı’ndan günde yaklaşık 20 milyon varil ham petrol ve rafine ürün geçti. Bu miktar, toplam küresel petrol ticaretinin yaklaşık %30’una denk geliyor. Bu hacmin büyük kısmı, yaklaşık %70’i, Asya’ya gitti ve en büyük alıcılar arasında Çin, Hindistan ve Japonya yer aldı. Alternatif boru hattı altyapısı mevcut olsa da sınırlıdır. IEA, Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz’e giden Doğu-Batı boru hattı ve BAE’nin Fujairah’a giden Abu Dabi Ham Petrol Boru Hattı gibi kara yolları üzerinden yalnızca 4,2 mb/g ham petrolün yeniden yönlendirilebileceğini tahmin ediyor. Bu kapasite, Boğaz’dan geçen tipik günlük hacmin yalnızca dörtte birini temsil ediyor. Hürmüz Boğazı’nda yaşanacak herhangi bir uzun vadeli kriz, yalnızca Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt, Irak ve Katar gibi önemli Körfez üreticilerinin sevkiyatlarını aksatmakla kalmayacak, aynı zamanda Basra Körfezi’nde yoğunlaşan dünyanın yedek üretim kapasitesinin çoğuna erişilemez hale getirecek. LNG piyasaları potansiyel kesintilere daha da fazla maruz kalmaktadır. Dünyanın ikinci büyük LNG ihracatçısı olan Katar ve BAE’den gelen tüm LNG ihracatları Boğaz’dan geçmelidir. Katar veya BAE’den LNG ihracatı için uygulanabilir alternatif rotalar olmadığından, herhangi bir deniz kapatması küresel arzı ciddi şekilde sıkılaştıracaktır. Bu LNG hacimlerinin yaklaşık %80’i Asya’ya giderken, Avrupa yaklaşık %20’sini alıyor, bu da kesintilerin özellikle sıkı bir pazarda bölgeler arasındaki rekabeti daha da kötüleştireceği anlamına geliyor. İran’ın şu anda günde yaklaşık 3,6 milyon varil (mb/g) ham petrol ve 0,8 mb/g kondensat ürettiği, toplam deniz yoluyla ihracatın bu yıl şu ana kadar ortalama 2,1 mb/g olduğu ve bunun %80’den fazlasının Çin’e gittiğini tahmin ediyor. İran petrol akışında yaşanacak herhangi bir aksamanın, 2025’in dördüncü çeyreğinde beklenen petrol fazlasını ortadan kaldırmaya yetecek ve bu durum Brent ham petrol fiyatlarını varil başına 80 dolara doğru itebilecek. Hürmüz Boğazı’ndan nakliyenin aksaması gibi daha ciddi bir senaryo ise çok daha önemli sonuçlar doğurma ve fiyatların 3 haneye çıkma potansiyelini taşımakta.

Orta Doğu’da tırmanan düşmanlıklara ilişkin endişeler piyasalarda ön planda, petrol fiyatları yükseldi ve yatırımcılar hisse senetlerini satarken ABD Hazine tahvillerine ve dolara yöneldi. Başkan Trump’ın gizemli yorumları sayesinde piyasalar büyük bir ABD askeri müdahalesi riskini anlamaya çalışıyor. Petrol fiyatına ve paritelere bakılırsa, Körfezde bir şeylerin çok kötü gitmesi riskini en azından bir miktar fiyatlandırıyorlar., Brent  ve WTI dün %4’ün üzerinde artış kaydettikten sonra saat 08.10 itibariyle Brent ham petrol vadeli işlemleri %0,20 düşüşle 76,28 dolardan ve ABD ham petrolü %0,01 düşüşle varil başına 74,89 dolardan işlem görmekte.

Ortadoğu’daki çatışma, Trump’ın gümrük vergileri konusundaki uzun süreli belirsizlik ve ABD ekonomisindeki kırılganlık belirtileri, Fed’in bu akşam açıklayacağı politika kararı öncesinde zorlu bir zemin oluşturuyor. Çok şey oluyor ve üzerinde düşünülecek çok şey var, ancak sonunda çok fazla bir şey olması beklenmiyor. Fed’in faiz oranlarında aynı kalacağı yönünde beklentiler var ancak odak noktasında;  Fed’in güncellenmiş projeksiyonlarına ve bunların örneğin bu yıl iki 25 baz puanlık kesintinin medyan beklentisini gösterip göstermeyeceği olacak. Fed ne yaparsa yapsın, euro oranlarına olan yansımalar büyük ihtimalle sınırlı olacaktır. Trump’ın seçilmesinden bu yana, 2Y UST ile euro takas oranı arasındaki korelasyon neredeyse sıfıra düştü. Bu, ileriye dönük piyasaların Avrupa Merkez Bankası’nın Fed’den bağımsız hareket ettiğini gördüğünü gösteriyor. Daha uzun vadeli oranlar ise çok az ölçüde de olsa oranlar hala korelasyonludur,  Kopukluğun nedenlerinden biri de tarife hikayesidir. Konsensüs, tarifelerin ABD’de ağırlıklı olarak enflasyonist, Euro bölgesi içinse çoğunlukla deflasyonist olduğudur.

MSCI’nin Japonya dışındaki Asya-Pasifik hisselerinin en geniş endeksi %0,26 ve Eurostocks 50 vadeli işlemleri ise %0,4 düştü. Petrol fiyatlarındaki artış, hem Japonya hem de AB’nin enerjinin başlıca ithalatçıları, ABD’nin ise ihracatçısı olması nedeniyle yen ve Euro için olumsuz bir gelişme. Saat 07.14 itibariyle Dolar, 145.445 yen ile bir haftalık zirveye ulaşırken, Euro 1,1496’dan işlem görmekte.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Paylaş:
Paylaş:
Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp