Borsa Ne Zaman Kuruldu? Borsanın Tarihi
Borsanın tarihinin çok eskiye dayandığını biliyor muydunuz? Günümüzde dijital ortama kadar taşınmış olsa da, borsa yüzyıllardır dünya ekonomileri üzerinden belirleyici bir etkiye sahip. Yeni yatırım olanakları sağlamaktan, piyasada likiditeyi artırmaya kadar birçok önemli görevi üstlenen borsaların aslında çok eski bir geçmişe sahip olduğunu biliyor muydun? Günümüzde dijital ortama taşınmış olsalar da, borsalar yüzyıllardır dünya ekonomileri üzerinde belirleyici bir etkiye sahip. Borsa ne zaman kuruldu ve borsanın tarihi nasıl gelişti? Sorularına gelmeden önce, borsa nedir sorusunu yanıtlayalım! ????
Borsanın birçok tanımı bulunmaktadır. En temel anlamıyla borsa; şirket hisseleri, devlet tahvilleri ve çeşitli finansal araçların alınıp satıldığı düzenli ve organize bir piyasadır.
Detaylı bilgi için okuyabilirsiniz.
Borsanın Tarihi

Borsacılığın temelinin milattan önceye 1200-1500 yıllarına kadar dayanmaktadır. Finikilerinin ve Roma İmparatorluğunun yazıtlarından elde edilen bulgulara göre, bu çağda yaşayan insanlar ilk borsacılığın temelini oluşturmuşlardır.
Borsanın tarihsel kökeni oldukça eski zamanlara uzanır. Milattan Önce 5. yüzyılda, Roma İmparatorluğu döneminde, Roma’dan geçen Tibre Nehri kıyısında kurulan bir ticaret alanı dikkat çeker. Bu alan, Roma krallarından Bosarium’un adını taşıyan bir forumda oluşturulan Collegium Marcatorum adlı bir yapıydı. Bu yapı; mahalle tüccarlarının, toptancıların ve aracıların buluştuğu, alışveriş yaptığı bir merkezdi. Modern anlamda bir borsa olmasa da, bu sistem borsanın ilk adımları olarak kabul edilir.
Zaman ilerledikçe, özellikle 12. ve 13. yüzyıllarda senedin icadıyla birlikte ticaretin yapısı da değişmeye başladı. Senetlerin kullanımı, mal ve hizmetlerin daha pratik ve güvenli şekilde el değiştirmesine olanak tanıyarak ticareti büyük ölçüde kolaylaştırdı.
Orta Çağ’a gelindiğinde ise borsanın resmi olarak tanındığı dönem başlamış oldu. O dönemde İtalya’da düzenlenen fuarlar, panayırlar şeklinde organize edilirken; 15. yüzyılda bu yapı Anvers, Lyon ve Cenevre gibi şehirlerde de yaygınlaşmaya başladı. Özellikle Belçika’nın Bruges kentinde yapılan alım-satım işlemleri, bugünkü borsa sisteminin temellerini atan uygulamalar arasında yer aldı.
Keşifler çağının başlaması ile birlikte, yeni deniz yolları açıldı. Bu durum, dünyanın ticaret merkezini Atlantik kıyılarına kaydırdı.
Anvers Borsası’nın ardından Lyon ve Toulouse’da da borsalar kurulmaya başlandı. Paris Borsası ise 1724 yılında resmi olarak faaliyete geçti. Öte yandan, Almanya’da Hamburg ve Bremen borsaları da dönemin önemli ticaret merkezleri arasında yer aldı.
Günümüze geldiğimizde ise borsa, yalnızca hisse senetlerinin alınıp satıldığı bir alan olmaktan çıkmış, ileri düzey işlemlerin de gerçekleştirildiği bir finansal yapı halini almıştır. Vadeli işlemler (futures), opsiyon sözleşmeleri (options) ve forward işlemler gibi karmaşık yatırım araçları, borsanın bugünkü gelişmiş yüzünü ortaya koymaktadır. Özellikle New York Borsası (NYSE), hacmi ve etkisiyle günümüzde de dünya finans piyasalarının merkezlerinden biri olmaya devam etmektedir.
Ülkemizde Borsacılığın Tarihi

Kuruluş Öncesi Dönem: 1980’lerin Başlangıcı
1980’li yıllarda ekonomik yapının serbest piyasa modeline geçişiyle birlikte, borsanın yeniden yapılandırılması gündeme gelmiştir. 1984 yılında Başbakan Turgut Özal’ın öncülüğünde, Menkul Kıymetler Borsaları hakkında Kanun Hükmünde Kararname çıkarılmış ve yeni borsanın temellerini atacak bir ekip oluşturulmaya başlanmıştır.
Bu kapsamda Muharrem Karslı, Ankara’dan İstanbul’a çağrılarak ilk borsa başkanı olarak görevlendirilmiştir. Çalışmalar, Ziraat Bankası’nın Cağaloğlu’ndaki binasında 2. ve 3. katlarda başlamış; ardından borsa Karaköy’deki Erenhan’a taşınmıştır.
İMKB’nin Kuruluşu ve Yapılanma Süreci
1980’lerin sonunda yaşanan bankerler krizi, tasarruf sahiplerinin büyük kayıplar yaşamasına neden olmuş ve bu durum daha güvenli bir sermaye piyasası yapısının kurulması ihtiyacını doğurmuştur. Bu ihtiyaç doğrultusunda, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) hayata geçirilmiş ve tüm piyasa aktörlerinin denetlenmesi hedeflenmiştir.
26 Aralık 1985 tarihinde İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) resmen kurulmuştur. Bu adım, Türkiye’de 120 yıllık geleneksel borsa yapısının modern finansal sistemle yer değiştirmesini sağlamıştır.
İlk İşlemler ve Tahta Sistemi
İMKB’deki ilk işlem, dönemin Maliye Bakanı Ekrem Pakdemirli tarafından sembolik olarak gerçekleştirilen Boğaziçi Köprüsü gelir ortaklığı senedi satışıyla yapılmıştır. Bu işlemle birlikte “ilk çan” da çalınmıştır. Kısa süre sonra daha esnek bir işlem modeli arayışı başlamış ve Ürdün’ün kullandığı tahta sisteminden ilham alınarak yeni bir yapıya geçilmiştir.
İMKB’nin İlk 20 Yılı: Kurumsal Yapılanma ve Yerleşme Süreci
İMKB’nin ilk yıllarında, menkul kıymetlerin saklanması ve takas işlemleri için daha güvenli ve sistemli çözümler arayışı öne çıkmıştır. Kuruluş aşamasında yeterli olduğu düşünülen borsa binası, zamanla artan işlem hacmi ve büyüyen yatırımcı kitlesi nedeniyle yetersiz hale gelmiştir. Bu nedenle yeni bir bina arayışına girilmiştir.
Bu dönemde başkanlık görevine Yaman Törüner atanmıştır. Onun döneminde, İstinye’de Turban’a ait eski kongre merkezi, kapsamlı bir tadilatla İMKB binasına dönüştürülmüş ve borsa yeni merkezine taşınmıştır. Törüner’den sonra Tuncay Artun (1994-1997) ve Osman Birsen (1997-2007) başkanlık görevlerini üstlenmiştir. Bu süreçte, İMKB’nin altyapısı güçlendirilmiş, işlem sistemleri modernize edilmiş ve daha sağlam bir kurumsal yapı oluşturulmuştur.
1989 ve 32 Sayılı Karar: Yabancı Sermaye Dönemi
1989 yılı, Türkiye sermaye piyasaları için bir dönüm noktası olmuştur. Bu yıl içinde iki önemli karar alınmıştır: İlki, 104 milyon dolarlık Türkiye Fonu’nun kurulması; ikincisi ise 32 Sayılı Karar ile yabancı yatırımcıların Türk menkul kıymetlerine yatırım yapmalarının ve elde ettikleri karları yurt dışına transfer etmelerinin önünün açılmasıdır. Bu karar ile İMKB’nin uluslararası olma süreci başlamıştır.
Yakın Dönem Gelişmeleri
2007 yılında Hüseyin Erkan’ın başkanlığa atanmasıyla birlikte İMKB’de yenilikçi bir dönem başlamıştır. Halka arzların artırılması, yeni işlem platformlarının geliştirilmesi ve yatırımcı çeşitliliğini artırmaya yönelik projeler ön plana çıkmıştır. Gelişen İşletmeler Pazarı (GİP) ve Kurumsal Ürünler Pazarı gibi yeni pazar yapılarının kurulması, borsanın daha kapsayıcı ve dinamik hale gelmesini sağlamıştır.
Ayrıca Bu Yazılarımızı da Sevebilirsiniz:
*Burada yer alan bilgi, yorum ve değerlendirmeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Sadece genel bilgilendirme amacı taşımaktadır. Her yatırım kararı, kişisel risk ve tercihlere göre verilmelidir. Bu nedenle, burada paylaşılanlar bir yatırım tavsiyesi olarak değerlendirilmemelidir.
 
								 
								 
								 
								




