Bardak dolu mu? boş mu?
Biraz bu Rusya-Ukrayna görüşmeler nasıl gidiyor bakalım. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Zelenskiy’nin Kırım hakkındaki yorumlarının ardından( Ukrayna liderinin Kiev’in Rusya’nın Kırım işgalini tanımayacağını tekrarlamıştı) ABD’li, Ukraynalı ve Avrupalı yetkililer arasında Çarşamba günü Londra’da yapılması planlanan görüşmeyi son anda iptal etme kararı almış, görüşmeler, geriletilmiş bir formatta da olsa devam etmiş ve Zelenskiy, dün yaptığı açıklamada, ABD temsilcisiyle yapılan görüşmenin kolay olmadığını ancak yapıcı olduğunu söylemişti. Rusya, Kiev’i füzeler ve insansız hava araçlarıyla vurmuş, bu yıl Ukrayna’nın başkenti Kiev’e düzenlenen en büyük saldırıda en az 12 kişi ölürken, Trump, Vladimir Putin’e “Vladimir, DUR!” diyerek nadir görülen bir tepki göstermişti. Trump, Putin hakkındaki açıklamalarında, bir noktada “diktatör” olarak adlandırdığı Zelenskiy’e kıyasla belirgin şekilde daha yumuşak bir ton kullandı. Trump’ın özel temsilcisinin bugün Putin ile daha fazla görüşme için bir araya gelmesinin beklendiğini bir ABD yetkilisi söyledi.
Beyaz Saray Çin’e yönelik kapsamlı tarifeleri düşürmeye açık olduğunu belirtti. Hazine Bakanı Scott Bessent, ABD ile Çin arasındaki yüksek tarifelerin sürdürülebilir olmadığını söyledi ancak aynı zamanda bir indirimin tek taraflı olmayacağını da belirtti. Şu anda piyasalar bir anlaşmanın yapılıp yapılmayacağına odaklanmış durumda, piyasa sadece bir miktar kesinlik istiyor, ister anlaşmayla ister anlaşmasız kesinlik olsun.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in, Beyaz Saray’ın haftalardır piyasaları olumsuz etkileyen ticaret gerginliğini azaltmaya istekli olabileceği yönündeki açıklamalarının ardından Pekin, Çin mallarına uygulanan ABD tarifelerinin iptalini talep etti.
Alman hükümeti dün ekonomik büyüme tahminini düşürdü ve küresel ticaret anlaşmazlıklarından kaynaklanan belirsizliğin büyümeyi engellemesi ve yatırımları azaltması nedeniyle 2025’te %0,3’lük bir büyüme yerine durgunluk öngörüyor. Almanya’nın ihracata dayalı ekonomisi, ürünlerine yönelik zayıf küresel talep ve yabancı şirketlerin ülkenin rekabet gücünü azaltmasıyla zaten boğuşuyordu. ABD Başkanı Trump’ın açıkladığı gümrük vergileri, Avrupa’nın en büyük ekonomisini tarihinde ilk kez üçüncü kez büyümeden kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakabilir. Avrupa Merkez Bankası (ECB) geçen hafta bir yıl içinde yedinci kez faiz oranlarını düşürmüş ve ABD’den gelecek tarifelerin ekonomik büyümeye büyük darbe vuracağı uyarısında bulunmuş. Bu durum, para politikasında daha fazla gevşemeye yönelik beklentileri güçlendirmişti. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başekonomisti Philip Lane, belirsizlikle başa çıkmanın tek bir doğru yolunun olmadığını belirterek, avro bölgesi merkez bankasının koşullara bağlı olarak faiz oranlarını daha yavaş veya daha hızlı düşürebileceğini söyledi. Ancak Lane, ECB’nin hala faiz oranlarını düşürmek için alanı olması nedeniyle tahvil alımlarına veya diğer olağanüstü teşvik önlemlerine devam etme olasılığını reddetti.
IMF, son referans tahminlerinde Asya’nın ekonomik büyümesinin 2024’teki %4,6’dan 2025 ve 2026’da sırasıyla %3,9 ve %4,0’a düşmesini beklediğini bildirdi. Bu oranlar daha önceki beklentilerin çok altında ve 2024’teki %4,6’dan düşük. IMF ihracat odaklı bölge için GSYİH tahminlerini düşürmesinin ardından, IMF Asya-Pasifik Departmanı Direktörü Krishna Srinivasan, Enflasyonun çoğunlukla hedefte veya hedefin altında seyrettiği bir bölgede, birçok ülkede dış şokları hafifletmek için para politikasının gevşetilmesi için alan var” dedi. ABD’nin en yüksek gümrük vergilerini uyguladığı ülkeler arasında Asya ülkeleri de yer aldı; bunlar arasında %49 ile Kamboçya, %46 ile Vietnam ve %37 ile Tayland yer alıyor. Srinivasan, Çin’in de aralarında bulunduğu Asya ekonomilerinin, tüketimi ve yatırımı teşvik ederek iç talebi desteklemesi gerektiğini sözlerine ekledi. Kur esnekliğinin şoklara karşı önemli bir tampon olacağını belirten Srinivasan, finansal piyasalarda oynaklığın artması durumunda döviz müdahalesinin devreye girebileceğini söyledi.
Altın tarafına baktığımızda ise kalabalık pozisyonlanma kısa vadeli bir duraklamaya sebep olabilirken, yatırımcıların devam eden belirsizlik ortamında altını cazip bir korunma aracı olarak görmeye devam etmesiyle geri çekilme şimdiye kadar sınırlı kaldı.